Dr. Leyla TALAN1, Dr. Neriman Defne ALTINTAŞ2
Özet
Hasta ventilatör ilişkisi, özelikle son yıllarda, yoğun bakımda önemli bir araştırma konusudur. Kontrollü ventilasyon
ile solunum kaslarında ve diyafragmada atrofi gelişmekte ve bu durum uzamış ventilatör ihtiyacı gibi
komplikasyonlara neden olmaktadır. Ancak hastaların aktif solumasına izin verilen modlarda da, hasta ve ventilatör
arasında uyum sağlanamazsa hasta rahatsızlığı yanı sıra gaz değişimlerinde bozulma, solunum iş yükünde,
oksijen tüketiminde ve miyokard yükünde artış gibi problemlerin görülme olasılığı vardır. Hasta ventilatör
uyumsuzluğu hastanın solunum döngüsü ile ona yanıt olarak gözlenen ventilatörün döngüsünün zamanlamasının
örtüşmemesinden kaynaklanan bir durumdur. Bunun sonucunda daha uzun mekanik ventilasyon uygulanma
süreleri, daha fazla sedasyon uygulanması, daha sık trakeostomi gereksinimi, ventilatörden ayrılmada problemler
ve daha uzun hastanede kalış süreleri gözlenmektedir. Genel olarak bakıldığında inspirasyon başlangıcındaki
uyumsuzluklar tetikleme ayarları ile ilgili sorunlara; inspirasyon sırasındaki sorunlar akım ayarları ve basınç
desteği ile ilgili uyumsuzluklara, inspirasyon sonundakiler ise solunumun sonlandırılması ile ilgili süreçlere işaret
etmektedir. Hasta ventilatör uyumsuzluğu olan hastada anksiyete, ajitasyon, takipne, taşikardi, yardımcı solunum
kaslarının kullanılması, abdominal ya da paradoksik solunum gibi klinik bulgular mevcuttur. Uygun tanı ve
tedavi, hastanın gözlemi yanı sıra nedenin saptanmasına da yardımcı olabilecek değişikliklerin izlenebildiği ventilatör
grafiklerinin de incelenmesini gerektirir. Hasta ventilatör uyumsuzluğunu çözmek için sedasyondan önce,
altta yatan neden saptanmalı, hasta ve ventilatör arasında uyum sağlanmasına gayret edilmeli; buna rağmen
ciddi solunum çabası devam eden hastalarda kontrollü olarak sedasyon uygulanmalıdır. Ayrıca, hasta uyumunu
arttırmak amacıyla yeni ventilatör modları geliştirilmekte ve kullanıma girmektedir. Uyumsuzluğun nedeninin
tespit edilerek ortadan kaldırılması, başarılı mekanik ventilasyon uygulamaları için önemlidir.
Abstract
Patient ventilator interaction has been an important area of research in the field of critical care. Controlled
ventilation is known to be associated with atrophy of respiratory muscles and this is known to result in complications
such as prolonged weaning. However, with modes that permit spontaneous breathing, if patient ventilator
synchrony cannot be maintained, problems such as patient discomfort, impaired gas exchange, increased work
of breathing, oxygen consumption and cardiac load may arise. Patient ventilator asynchrony is the result of mismatch
between the patient’s respiratory cycle and the ventilator respiratory cycle. Consequently, longer duration
of mechanical ventilation, deeper sedation, more frequent need for tracheostomy, problems during weaning from
ventilator and longer duration of hospitalization are observed. In general, asynchrony at the start of inspiration
is related to trigger asynchronies; asynchrony during inspiration is related to problems in flow or pressure
settings; and asynchrony at end of inspiration is related to settings related to termination of inspiration. Patient
with ventilator asynchrony exhibits clinical findings such as anxiety, agitation, tachypnea, tachycardia,
use of accessory respiratory muscles, abdominal or paradoxic breathing. Besides patient observation, evaluation
of ventilator graphics that commonly show alterations to determine the reason of asynchrony is necessary for
appropriate management. To ameliorate patient ventilator asynchrony, underlying cause should be determined
before attempting sedation and an effort to establish patient ventilator synchrony should be made; if asynchrony
lasts despite all efforts, controlled sedation should then be an option. As well, new ventilator modes to optimize
patient synchrony are being presented and adopted. Determination and elimination of the reason of asynchrony
is crucial for successful mechanical ventilation practices.