Akciğer rezeksiyonları için minimal invaziv bir yaklaşımın kullanılmasının daha az ağrı, komplikasyonların azalması, hastanede kalış süresinin kısalması ve torakotomiye kıyasla daha erken işe dönüşle sonuçlandığı gösterilmiştir. Yine de her hastanın kullanılan cerrahi yaklaşımdan bağımsız olarak kardiyopulmoner açıdan çok dikkatli değerlendirilmesi ve kalp-akciğer fonksiyonlarının pulmoner rezeksiyon için uygun olduğunun tespit edilmesi gereklidir. Rezeke edilecek akciğerin büyüklüğü, altta yatan solunum ve diğer sistemlere ait hastalıklar, indüksiyon tedavisi ve genel anestezi postoperatif komplikasyonların ön görülmesi için önemli belirteçlerdir. Bir işlemin VATS teknikleriyle başarılı bir şekilde tamamlanması için hastanın pozisyonu ve insizyonların uygun yerlerden açılması çok önemlidir. VATS ile akciğer rezeksiyonda başlangıç deneyimleri için < 3 cm periferik lezyonları, klinik N0 veya N1 hastalığı, komplet fissürleri olan ve indüksiyon tedavisi almayan ve obez olmayan hastalar tercih edilmelidir. Tecrübe arttıkça minimal invaziv yöntemler uygulanabilecek hasta yelpazesi oldukça genişler. Bir cerrahın deneyiminin başlarında VATS’dan açık cerrahiye dönmesi cerrah tarafından bir başarısızlık olarak görülmemesi, bunun yerine iyi bir yargılamanın işareti olarak görülmesi gerekir. Kardiyopulmoner risk değerlendirme algoritmalarının kullanılması perioperatif dönemde herbir hasta için risk olasılığını ölçmeye yardımcı olur. Algoritmalar, cerrahlara sadece operasyonlar için uygun hastaları seçme konusunda yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda hastaların akciğer rezeksiyonu veya alternatif tedavi öncesinde riskler ve faydalar hakkında bilinçli kararlar vermelerine izin verir.

The use of a minimally invasive approach for lung resections has been shown to result in less pain, less complications, shorter hospital stay, and earlier return to work when compared with thoracotomy. Nevertheless, each patient should be carefully evaluated from a cardiopulmonary point of view regardless of the surgical approach used. Also it is necessary to determine that heart-lung functions are suitable for pulmonary resection. The size of the lung to be resected, underlying respiratory and other systemic diseases, induction therapy and general anesthesia are important predictors of postoperative complications. Appropriate positioning of the patient and the incisions are the most important part for successful completion of a procedure with VATS techniques. Initially thoracoscopy should be performed in non-obese patients who has peripheral lesions < 3 cm, clinical N0 or N1 disease, complete fissures and no induction therapy. As the experience increases, the range of patients that can be applied to minimally invasive methods expands. A surgeon’s return from VATS to open surgery at the beginning of his experience should not be seen as a failure by the surgeon. It should be seen as a sign of good judgment. Use of algorithms guides risk assessment and helps to measure the risk probability for each patient in the perioperative period. Algorithms not only help surgeons to select the appropriate patients for operations, but also allow patients to have informed decisions about the risks and benefits before lung resection or alternative treatment.

Sempatik turunkusun inervasyonunun farklı cerrahi yöntemler ile bloke edilmesi genel olarak sempatektomi olarak tanımlanır. İletinin bloke edilmesinde, trunkun klipslenmesi, koterize edilmesi, bağlantı yollarının kesilmesi veya sinirin kesilip çıkarılması gibi farklı teknikler kullanılmaktadır. Teknolojinin gelişimi ile video yardımlı torakoskopik (VATS) sempatektomi birçok merkezde başarı ile uygulanabilen bir cerrahi yöntem olmuştur. Torakal sempatektomi çeşitli endikasyonlar için uygulansada, tüm dünyada en sık uygulama şekli, vücudun belli yerlerinde gelişen idiyopatik aşırı terleme olarak tanımlanan, hiperhidrozisin tedavisi amaçlıdır. Dolayısıyla bu bölümde ağırlıklı olarak hiperhidrozisin endoskopik cerrahi tedavisi tartışılacaktır. Endoskopik torakal sempatektomi (ETS) sırasında sempatik turunkun bloke edilmesi için kullanılan yöntemler, ameliyatın yapılış şekli (uniportal/ biportal), aynı seansta bilateral uygulanıp uygulanmayacağı, cerrahi sırasında sedasyon veya endotrakeal selektif entübasyonun tercih edilmesi, vücuttaki hiperhidrozis bölgesinin tedavisine yönelik bloke edilmesi planlanan sempatik turunkun seviyesi, kliniklerin ve göğüs cerrahlarının tercih ve tecrübelerine göre farklılık göstermektedir. ETS’ nin en sık yan etkisi, vücudun farklı yerlerinde oluşan ve yaşam kalitesini düşüren ve hatta kimi zaman ameliyattan pişman olunmasına sebep olan, kompansatuar hiperhidrozistir (KH).

Blocking the innervation of the sympathetic turuncus by different surgical methods is generally defined as sympathectomy. Different techniques are used to block the conduction, such as clipping, cauterizing, truncation of the trunk, or removal of the nerve. With the development of technology, video-assisted thoracoscopic (VATS) sympathectomy has been successfully performed in many centers. Although thoracic sympathectomy is performed for various indications, the most common form of treatment worldwide is hyperhidrosis. Hyperhidrosis, defined as idiopathic excessive sweating in certain parts of the body. Therefore, espacially endoscopic surgical treatment of hyperhidrosis will be discussed in this section. The methods used to block sympathetic turunk during endoscopic thoracal sympathectomy (ETS), the mode of operation (uniportal / biportal), whether to be performed bilaterally in the same session, sedation or endotracheal selective intubation during surgery, treatment of hyperhidrosis region, levels vary are according to the preference and experience of clinics and thoracic surgeons. The most common side effect of ETS is compensatory hyperhidrosis (CH), which occurs in different parts of the body, decreases the quality of life, and sometimes causes regret surgery.

Amfizem terminal bronşiyollerin ve alveollerin kalıcı olarak genişlemesi ile karakterize ilerleyici bir hastalıktır. En önemli etyolojik faktör sigara içimidir. Parankim içerisinde gelişen hiperinflasyon sonucu oluşan ölü boşluklar ve nispeten sağlıklı parankim dokusunun baskı altında kalması ile solunum yetmezliği gelişir. Amfizem hastalarının tanı, tedavi ve ameliyat sonrası bakım ve takip süreçleri multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Tanıda en etkili yöntem, hastalığın dağılımınıda göstermesi açısından bilgisayarlı toraks tomografisidir (BT). Tedavide öncelikli olarak sigaranın bırakılması, sonrasında inhaler tedavi, pulmoner rehabilitasyon, minimal invaziv bronkoskopik girişimler ve ileri evre vakalarda akciğerin hacim küçültücü cerrahisi (AHKC) ve akciğer nakli uygulanmaktadır. Önceki yıllarda hacim küçültücü cerrahilerde median sternotomi ve torakotomi gibi yöntemler kullanıldıysa da, gelişen teknoloji ve torakoskopik deneyimlerin artması ile video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) cerrahi, deneyimli merkezlerde başarı ile uygulanır hale gelmiştir.

Emphysema is a progressive disease characterized by permanent enlargement of terminal bronchioles and alveoli. The most important etiological factor is smoking. Respiratory failure develops as a result of hyperinflation in the parenchyma, resulting in dead spaces and relatively healthy parenchymal tissue under pressure. Diagnosis, treatment and postoperative care and follow-up of emphysema patients require a multidisciplinary approach. The most effective method for diagnosis is computerized thoracic tomography (CT) in order to show the distribution of the disease. In the treatment, primarily smoking cessation, then inhaler treatment, pulmonary rehabilitation, minimally invasive bronchoscopic interventions and advanced lung volume reduction surgery (LVRS) and lung transplantation are applied. Although previous methods such as median sternotomy and thoracotomy have been used in volume reduction surgeries, video assisted thoracoscopic (VATS) surgery has been successfully applied in experienced centers with the increasing technology and thoracoscopic experiences

Erken evre küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinde cerrahi tedavi halen altın standart tedavi yöntemidir. 1990’lı yılların başında başlayan minimal invaziv cerrahi teknikleri günümüzde teknolojinin de ilerlemesi ile giderek yaygınlaşmıştır. Komorbiditesi yüksek olan veya geriatrik hastalarda; hastaların postoperatif dönemde daha erken sürede iyileşmelerini sağlaması ve daha az ağrılarının olması nedeniyle ön planda günümüzde tercih edilmektedir. Ayrıca, açık cerrahi ile karşılaştırıldığında onkolojik sonuçları benzerdir

Surgical treatment in early-stage non-small cell lung cancer is still the gold standard treatment. Minimally invasive surgical techniques, which began in the early 90s, have become widespread with the advancement of technology. In patients with high comorbidity or geriatric patients; It is preferred in the foreground because it enables the patients to recover in the postoperative period earlier and has less pain. Also, oncologic results are similar when compared with open surgery

Videotorakoskopik rezeksiyonlar, 1990’larda ilk olarak yapılmaya başladığında, göğüs cerrahisinde, daha az morbidite, daha az mortalite ve daha hızlı normal hayata dönüşün mümkün olduğu görüldü. Öncelikle 4 insizyon ile başlayan videotorakoskopi, 2011 yılına gelindiğinde artık tek porttan yapılabiliyordu ve devrim olmasa bile en azından hızlı bir evrimsel gelişme ile tek porttan rezeksiyonların yapılabildiği gösterildi. Göğüs cerrahlarını 35-40 cm’lik kasların kesildiği insizyonlardan 4 küçük insizyonlu videotorakoskopik girişimlere iten heyecan ne ise, aynı heyecan göğüs cerrahlarının 4 insizyondan tek insizyonlu uniportal rezeksiyonlara geçişini sağladı. Son 5 yılda uniportal videotorakoskopik rezeksiyonların hemen hemen her türlü akciğer ameliyatları için kullanılabilecek, ameliyat sonrası yaşanabilecek komplikasyonları, hastanede yatış süresini, ameliyatın mortalitesini en aza indirebilecek, hastaların yaşam kalitesini en az bozan yaklaşım olduğu gösterilmiştir. Uniportal rezeksiyonlar, gelecekte, belki de insizyon olmadan yapılabilecek (doğal açıklık cerrahisi) cerrahiye giden yolda en büyük adımdır

When videothoracoscopic pulmonary resections were introduced in 1990s, it has been shown that, major pulmonary resections can be accomplished by lesser complications, mortality and pain. It has also been proven to lead to better quality of life in patients postoperatively. Previously performed using 4 incisions, videothoracoscopic resections could be done by using only 1 port in 2011 and an evolution if not revolution happened in thoracic surgery society. The same passion that led to make the thoracic surgeons change the incisiof 35 cm muscle dividing to 4 small incisions made surgeons to switch to single 4 cm incision. During last 5 years, uniportal approach has been shown to be utilized for almost every major lung resection causing lower mortality, mortality, pain, hospital stay and higher postoperative quality of life. It is plausible to speculate that, uniportal videothoracoscopy is the biggest step to natural orifice surgery that can be accomplished in future

Teknoloji, cerrahi aletler ve anestezideki gelişmelerle birlikte yaklaşık üç dekattan beri özofagus hastalıklarının cerrahi tedavisinde minimal invaziv yöntemler kullanılmaktadır. Özofagus kanseri başta olmak üzere özofagusun hemen hemen tüm cerrahi hastalıkları torakoskopik ve/veya laparoskopik yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Özofagus kanserinde genellikle torakoskopi ve laparoskopi kombine edilirken benign hastalıklarda ya torakoskopik ya da laparoskopik olarak yaklaşılmaktadır. Minimal invaziv cerrahinin beklenen faydaları temel olarak postoperatif komplikasyonların, hastanede kalış süresinin ve analjezik kullanımının azaltılmasını ve daha iyi kozmetik sonuçları içerir. Minimal invaziv özofagus cerrahisinde özellikle pulmoner komplikasyonların önemli oranda azaldığı görülmüştür. Minimal invaziv yöntemler özofagusun malign ve benign hastalıklarında tecrübeli merkezlerde güvenli bir şekilde uygulanabilir

With the advances in technology, surgical instruments and anesthesia, minimally invasive methods have been used for surgical treatment of esophageal diseases for nearly three decades. Almost all surgical diseases of esophagus, especially esophageal cancer, can be treated by thoracoscopic and / or laparoscopic methods. In esophageal cancer, thoracoscopy and laparoscopy are usually combined, while either benign disease is approached either thoracoscopically or laparoscopically. The expected benefits of minimally invasive surgery mainly include reducing postoperative complications, length of hospital stay and analgesic use, and improved cosmetic outcomes. Pulmonary complications were significantly reduced in minimally invasive esophageal surgery. Minimally invasive methods can be applied safely in centers experienced in malignant and benign diseases of the esophagus

Teknolojik gelişmelere ek olarak, cerrahi tecrübe ve becerinin de artmasıyla videotorakoskopik cerrahinin (VATS) kullanım alanları giderek genişlemekte ve başarısı artmaktadır. Günümüzde videotorakoskopik cerrahi (VATS), mediastinal hastalıkların tanısinda ve tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. VATS yaklaşımı, mediastinal lezyonların yakın görüntülenebilmesi, çevre dokular ile ilişkisinin saptanabilmesi ve yeterli miktarda biyopsi materyalinin alınabilmesi sayesinde etkili bir tanısal işlem imkanı sağlamaktadır. Tanısal kullanımının yanında, tedavide, mediastinal kitlelerin rezeksiyonu ve mediastinal enfeksiyöz durumlardaki drenaj işlemleri de VATS yöntemi ile efektif şekilde uygulanabilmektedir. Ön mediastende daha büyük oranda timik kitlelerde, orta mediastende daha çok kistik lezyonlarda ve posterior mediastende de çoğunlukla sinir kökenli tümörlerde VATS rezeksiyonlar başarıyla uygulanmaktadır

In addition to technological advances, the use of videothoracoscopic surgery (VATS) is expanding and its success is increasing with increasing surgical experience and skill. Today, videothoracoscopic surgery (VATS) has been used successfully in the diagnosis and treatment of mediastinal diseases. The VATS approach offers an effective diagnostic procedure due to the close visualization of mediastinal lesions, the determination of their relationship with surrounding tissues and the ability to obtain adequate biopsy material. In addition to its diagnostic use, resection of mediastinal masses and drainage procedures in mediastinal infectious diseases can be performed effectively by VATS method, as a treatment. VATS resections have been successfully applied, in anterior mediastinum usually for thymic masses, in middle mediastinum mostly for cystic lesions and in posterior mediastinum often for neural tumors

Plevral ampiyem (PE) plevral aralıkta enfekte sıvı veya püy toplanmasıdır ve tedavi edilmezse yüksek mortaliteyle seyreder. Klinik olarak üç evresi vardır: Eksüdatif evre, fibrinopürülan evre ve organizasyon evresi. PE tedavisi evrelerine göre belirlenir ve erken tedavi oldukça önemlidir. Erken evre multilokule PE’nin Video Yardımlı Torakoskopik Cerrahi (VATS) ile tedavisinde drenaj ve hastanede kalış süresinin kısa olması nedeniyle, tek başına tüp drenaj ve fibrinolitik tedaviden daha üstündür. Ayrıca, VATS ile belirgin morbidite görmeden yüksek başarı elde edilebilmektedir. VATS dekortikasyon erken evre multilokule PE’de ilk sırada gelen tedavi yöntemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Erken uygulanmasının getireceği yararlar yanında VATS, ilerlemiş evrelerde de bir tedavi seçeneği olarak önerilmektedir

Pleural empyema (PE) is the accumulation of infected body fluid or pus, in the pleural space and has high mortality if not medically treated correctly. It has three clinical stages: Exudative stage, fibrinopurulent stage and organization stage. PE treatments are designated according to the stage and early clinical management is quite substantial. In early stage multilobuler PE treatment, Video-Assisted Thoracoscopic Surgery (VATS) decortication is superior compared to solely tube-drainage and fibrinolytic therapy due to lower tube-drainage and hospitalization time. Moreover, overachiement is possible through VATS without explicit morbidity. VATS decortication is accepted to be first treament method in early stage multilobuler PE. Although VATS decortication is more efficient in early stage PE, it is also recommended in advanced stage PE

Diyafragma toraks ve batın boşluğunu birbirinden ayıran fibromuskuler bir yapıdır. İstirahatte solunum işinin yaklaşık %80’ini üstlenir. Buna bağlı olarak diyafragma hastalıklarında en çok solunum etkilenir. Diyafragmanın en sık görülen hastalıkları felci, evantrasyonu, travmatik yaralanmaları, konjenital hernileri ve tümörleridir. Bu hastalıkların tanısında direk grafi ve bilgisayarlı tomografi genellikle yeterlidir. Diyafragma tümörlerinde ise ayrıca histopatolojik inceleme de gerekir. Diyafragma hastalıklarının tedavisi genellikle cerrahi müdahale gerektirir. Tedavi uzun yıllardır açık cerrahi yöntemlerle yapılmaktadır. Bununla birlikte, son iki ila üç dekaddır minimal invaziv cerrahideki ilerlemelerle birlikte, VATS diyafragmatik hastalıklarda giderek daha yaygın hale gelmiştir. Bu bölümde, diyafragmatik hastalıkların VATS ile tedavisi anlatılmıştır

The diaphragm is a fibromuscular structure that separates the thoracic and abdominal cavities. It takes over 80% of breathing work at rest. As a consequence, respiration is most affected in diaphragmatic diseases. The most common diseases of the diaphragm are paralysis, evantration, traumatic injuries, congenital hernias and tumors. Direct radiography and computed tomography are usually sufficient in the diagnosis of these diseases. In diaphragmatic tumors, histopathological examination is also required. Treatment of diaphragmatic diseases usually requires surgical intervention. Treatment has been performed by open surgical methods for many years. However, with advances in minimally invasive surgery over the last two to three decades, VATS has become increasingly common in diaphragmatic diseases. In this section, VATS treatment of diaphragmatic diseases is described

Bir parankim koruyucu cerrahi tekniği olan sleeve rezeksiyon, bronşiyal karsinomlu hastalarda pnömonektomi yerine tercih edilen ve benzer sağkalım sonuçları veren cerrahi bir yöntemdir. Video yardımlı torakoskopik cerrahinin (VATS) uygulanmaya başlandığı zamandan itibaren, sleeve rezeksiyonlar VATS için bir kontrendikasyon sayılmaktaydı. Ancak günümüzde artan tecrübe ve gelişen teknoloji sayesinde artık sleeve rezeksiyonlar, tecrübeli cerrahlar tarafından VATS yöntemi ile yapılabilmektedir. Bu sayede hastalar hem sleeve rezeksiyonların hem de VATS yönteminin faydalarından yararlanır ve çok daha konforlu bir postoperatif dönem geçirmektedir. Günümüzde gelişen teknoloji ve artan cerrahi tecrübe sayesinde, minimal invaziv cerrahiye olan eğilim daha da artmıştır. Hangi şekilde yapılırsa yapılsın, VATS lobektomi ve sleeve lobektomilerin açık yönteme kıyasla oldukça fazla avantajları bulunmaktadır. Ancak VATS’ın sunduğu avantajları kullanabilmek için cerrahın hem VATS hem de torakotomi yöntemlerinin tümüne hakim olması gerekmektedir. Çünkü her ne kadar gelişen teknolojiyle VATS yöntemi kolay gibi görünse de, aslında bu yöntem belirli bir öğrenim eğrisi olan ve tecrübe isteyen bir cerrahi tekniktir

Sleeve resection, which is a parenchymal-sparing surgical technique, is a preferred surgical method over pneumonectomy in patients with bronchial carcinoma with similar survival results. Since the time when video-assisted thoracoscopic surgery (VATS) was initially performed, sleeve resections had been considered a contraindication for VATS. However, nowadays, sleeve resections can be performed by the VATS method by experienced surgeons following the increasing experience and developing technology. Thus, patients benefit from both sleeve resections and VATS and have a more comfortable postoperative period. Nowadays, thanks to developing technology and increasing surgical experience, the trend towards minimally invasive surgery have increased. Regardless of the method, video-thoracoscopic (VATS) lobectomy and sleeve lobectomies have many advantages over the open method. However, to utilize the advantages offered by VATS, the surgeon must master both VATS and thoracotomy methods. Although VATS seems to be easy with developing technology, it is a surgical technique with a certain learning curve and requires experience

Akciğer rezeksiyonları teknoloji ve cerrahi enstrümanların gelişimi ile daha az invaziv bir şekilde yapılabilir hale gelmiştir. Günümüzde popüler olan tek insizyon VATS girişimleri sadece interkostal değil subkostal ve subksifoidal yöntemlerle başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir

Lung resections have become less invasive with the development of technology and surgical instruments. The popular single-incision VATS procedures can be performed successfully by subcostal and subxiphoidal methods, not just intercostal methods

Son yıllarda göğüs cerrahları tarafından özellikle plevra, akciğer ve mediastin patolojilerinde minimal invaziv tekniklerin kullanımı gittikçe artmaktadır, spontan solunumla uyanık olarak uygulanan video yardımlı toraks cerrahisi (AVATS) olgularının sayısı da her geçen gün artmaktadır. AVATS’ın tercih edilmesindeki en önemli nedenler genel anesteziye ait risklerden başlıca entübasyona bağlı travma, pnömoni, ventilatöre bağlı akciğer hasarı, nöromüsküler bloke edici ajanların etkileri ve postoperatif bulantı ve kusma gibi potansiyel risklerle ilişkili yan etkiler kaçınmaktır. Daha fazla hasta memnuniyeti ve hemşirelik bakımında tasarruf, daha az ağrı erken oral alım, düşük morbidite oranı, düşük perioperatif ağrı, daha az hastanede yatış süresi, tedavi maliyetin daha ekonomizasyonunu saglaması başlıca avantajları arasında görülse de daha randomize gruplarda prospektif çalışma sonuçlarına ihtiyaç vardır. Uyanık VATS ameliyatlarının başarısı uygun hasta seçimi anestezistin ve cerrahın deneyimi hastaya uygun anestezi seçimi ve ekibin koordinasyonu gereğinde hasta güvenliği açısından genel anesteziye geçilecek şeklide pozisyon alınmalıdır

Usage of minimally invasive technique by thoracic surgeons are expanding, furthermore procedures done with awake video assisted thoracic surgery (AVATS), keeping the patient at spontanous breathing, gets more trendy. Main reasons behind prefering the AVATS are avoiding the potensial risks of general anesthesia, entubation related trauma, ventilator related lung injury,effect of neuromuscular blokers and postoperative nausea and vomiting. Even though advantages like greater patient satisfaction and savings in nursing care, less pain, earlier oral intake, low morbidity rate, lower perioperative pain, reduced hospital stay, more economization of treatment costs seems natural results of AVATS, more prospective randomised studies are needed for certain evaluation. For beter success rates, there are important factors including, suitable patient and anesthesia choosing, experienced and koordinated surgical and anesthesia team and being prepared for conversion to general anesthesia for the patient safety when needed

Akciğer kanserinin cerrahi tedavisinde videotorakoskopi (VATS), torakotomi ile karşılaştırıldığında benzer onkolojik sonuçlar yanında birçok avantajının olması nedeniyle artan şekilde kullanılmaktadır. Uzun yıllar göğüs duvarı invazyonu ve neoadjuvan/induksiyon tedavi VATS akciğer rezeksiyonları için rölatif kontrendikasyon olarak kabul edilmiştir. Günümüzde göğüs cerrahlarının artan tecrübesi ve teknolojik gelişmeler sonucunda deneyimli merkezlerde göğüs duvarı rezeksiyonları, neoadjuvan/indüksiyon tedavisi sonrası akciğer rezeksiyonları, bronkoplasti, vasküler rekonstrüksiyon, diyafragma rezeksiyonu gibi “Ekstended rezeksiyonlar” VATS ile daha sık yapılır olmuştur

Videothoracoscopy (VATS) has been increasingly used in the surgical treatment of lung cancer compared to thoracotomy because of its many advantages as well as similar oncologic outcomes. For many years, chest wall invasion and neoadjuvant/induction therapy have been accepted as relative contraindications for VATS lung resections. Nowadays, as a result of the increasing experience of thoracic surgeons and technological developments in experienced centers, extended resections such as chest wall resections, lung resections after neoadjuvant/induction therapy, bronchoplasty, vascular reconstruction, diaphragmatic resection have become more common with VATS

Teknik beceri ve kullanılan cerrahi aletlerin gelişimi ile videotorakoskopik cerrahinin (VATS) ileri vakalarda kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Açık cerrahiye kıyasla cerrahi alanın sınırlı ve iki boyutlu olarak görüntülenmesi gibi bazı kısıtlılıkları olan VATS’ta komplikasyonların yönetimi de teknik olarak zorlaşabilmektedir. VATS’ta perioperatif majör kanama, büyük hava yolu yaralanması, duktus torasikus hasarı, frenik sinir yaralanması, diyafragma yaralanması, özefagus yaralanması, perikard tamponadı veya ani kardiyak arrest gibi pek çok önemli komplikasyon gelişebilmektedir. Majör kanama meydana geldiğinde hızlı bir şekilde kanama kontrol altına alınarak cerrahi görüş yeniden sağlanmalıdır. Tamponlu çubuk yardımıyla direk bası veya klempaj ile hemostaz sağlandıktan sonra onarım için kullanılacak yaklaşım ve torakotomiye dönme ihtiyacı değerlendirilmelidir. Cerrah, tecrübesi doğrultusunda kendisi için en güvenli ve kendini rahat hissettiği yaklaşımı tercih etmelidir. Büyük VATS serilerinde majör kanama gibi nedenlerle açığa geçme oranı oldukça düşüktür. VATS sırasında majör kanama haricinde ciddi adezyonların varlığı, tümörün büyüklüğü ve yerleşimi nedeniyle onkolojik prensiplere uygun rezeksiyon yapılmasının zorlaşması, hastanın tek akciğer ventilasyonunu tolere edememesi de torakotomiye dönme nedeni olabilir. VATS’ta yardımcı insizyonun genişletilmesi ile açılacak olan anterolateral veya posterolateral torakotomi genellikle iyi bir cerrahi görüş alanı ve vital yapılara erişim sağlamaktadır. Bunun yanında komplikasyonların önlenmesi, onları yönetmekten daha kolaydır. Preoperatif iyi bir klinik ve radyolojik değerlendirme ile her hasta için özgül risk faktörlerinin belirlenmesi, uygun ekipman ve uyumlu çalışan, acil durumlara hazır bir ekibin varlığı birçok komplikasyonun önlenmesine yardımcı olacaktır

In recent years, videothoracoscopic surgery (VATS) is becoming more commonly preferred in complex cases, with the development of technical skills and surgical instruments. Management of complications in VATS which has limitations like limited exposure and two-dimensional view of the surgical field comparing to open surgery, can be challenging. In VATS, major complications like major haemorrhage, injury of major airways or other organs, or pericardial tamponade and cardiac arrest may occur. In case of a major haemorrhage, a clear exposure of the surgical field should be established by controlling the bleeding immediately. After conducting hemostasis by direct compression or clamping, the need for conversion to thoracotomy should be evaluated. The surgeon must choose the approach in which he or she feel the most confident, in accordance with his or her experience. Conversion rates due to complications like major haemorrhage are reported to be low in large VATS series. Apart from major haemorrhage, severe adhesions, the difficulty in establishing the oncologic principles or tolerating one lung ventilation may also be a reason for conversion during VATS. Anterolateral or posterolateral thoracotomy which can be opened by extending the accessory incision in VATS, generally provides a good exposure and easy access to vital structures. It’s much easier to prevent complications than manage them. It would be helpful that determining individual risk factors with a meticulous preoperative clinical and radiological evaluation in every patient, and having appropriate equipment along with a synchronized and dedicated surgical team, in prevention of most of the complications

Pektus deformitelerinden en sık görülen sternumun depresyonu ile karakterize pektus ekskavatum iken ikinci sıklıkta ise göğsün anteriora doğru protrüzyonu olarak tanımlanan pektus karinatum görülür. Konjenital olarak izlenen pektus deformitelerinin kliniği, özellikle ergenlik çağında belirginleşerek kozmetik ve psikososyal sorunlardan kardiyopulmoner tutulum gibi major fizyolojik bir hastalığa kadar geniş bir spektrumu içerir. Son 30 yıl içerisinde pektus ekskavatumda Nuss yöntemi, pektus karinatumda Abramson yöntemi, mikst tipte Park’ın sandöviç tekniği gibi minimal invaziv yaklaşımlar rezeksiyona ihtiyaç olmaması, kısa operasyon süresi, minimum kan kaybı, minimum cerrahi skar avantajı, kısa hastane yatışı, sosyal hayata erken başlama, iyi kozmetik sonuç, yüksek hasta memnuniyeti üstünlükleriyle klasik yöntemlerin yerini almıştır

The most common pectus deformity is pectus excavatum, which is characterized by sternal depression. This deformity is followed by pectus carinatum, characterized by an anterior protrusion of the chest. Pectus deformities are congenital. Their clinical features become prominent especially in adolescence, presenting with a wide spectrum of signs and symptoms ranging from cosmetic and psychosocial problems to major physiological disorders such as cardiopulmonary involvement. Over the last 30 years, minimally invasive approaches such as Nuss method in pectus excavatum, Abramson method in pectus carinatum, and the sandwich technique of Park in the mixed type have proved to be superior to the classical methods and replaced them because these recently introduced methods do not require resection; they allow completing the intervention in a short time; they are associated with minimal blood loss, they likely leave minimal surgical scars, they require a short length of hospital stay; they allow for returning to the social life early; they yield superior cosmetic results, and they are associated with high patient satisfaction

Göğüs cerrahisinin uzmanlığı son birkaç yılda, artan sayıda yenilik ve daha az invaziv cerrahi tekniklerin geniş kullanımına tanık olmuştur. Video yardımlı torasik cerrahinin (VATS) kullanımı, dünyanın dört bir yanındaki tıp merkezlerinde, özellikle küçük hücreli dışı akciğer kanseri olmak üzere, akciğer patolojilerini yönetirken standart cerrahi yöntem haline gelmektedir. Bu yazıda, uluslararası VATS adaptasyon modellerini, Ürdün ve orta doğudaki VATS lobektomi deneyimimizi değerlendirdik. Ayrıca VATS lobektomide hastane pratiğimizi, takım yapısını, kullanılan aletlerle ameliyathane kurulumunu, anestezi kurulumunu, ameliyat öncesi ve sonrası kurulumunu, hızlı takip önceliklerini ve VATS lobektomi ile ilgili zorlu durumları anlattık

The specialty of thoracic surgery has witnessed in the past few years, an increasing number of innovations and extensive use of less invasive surgical techniques. The use of video-assisted thoracic surgery (VATS) is becoming the standard surgical method when managing pulmonary pathologies, especially non-small cell lung cancer in many medical centers around the world. In this paper, we describe the VATS adoption patterns internationally and then focus on our experience in VATS lobectomy in Jordan, Middle East. We also describe our current VATS lobectomy practice in terms of hospital setting, team structure, operating room setup with instruments used, anesthesia setup, pre and post-operative setup, fast-track priorities, and we discuss the difficult issue with VATS lobectomy

Video yardımlı torasik cerrahi (VATS), torasik cerrahi gelişiminde belirleyici bir atılım olmuştur. Uniportal VATS, multiport tekniğinden daha az invaziv bir tek insizyon yaklaşımı olarak Latin Amerika da dahil olmak üzere dünya çapında yaygınlaşan bir teknik haline gelmiştir. Lobektomiler, sleeve rezeksiyonlar, non- entübe prosedürler ve subksiphoid ameliyatları gibi ileri prosedürler Kosta Rika’da, Rafael Ángel Calderón Guardia Hastanesi’nde, multiport VATS olarak , 90’lı yılların sonlarında başlanmış, 2013’ten itibaren büyük bir değişiklik yaparak uniportal VATS’a geçilmiştir. Uluslararası uniportal VATS eğitimi ve merkezimizdeki uluslararası tanınmış uzman Dr. Gonzalez-Rivas liderliğindeki iki Uniportal VATS masterclass sayesinde hemen hemen tüm prosedürler başarılı sonuçlar ile yapılmaktadır. Bu makalede, yazarlar tek insizyon tekniği ile Kosta Rika’daki deneyimi ve öğrenme eğrisini anlatmaktadır

Video assisted thoracic surgery (VATS) has been a decisive breakthrough in the development of thoracic surgery. Uniportal VATS has evolved the multiport technique into a less invasive single incision approach, with a wide expansion around the world, including Latin America. In Costa Rica, at Rafael Ángel Calderón Guardia Hospital, multiport VATS began in the late 90´s, with a big change to uniportal VATS since 2013, performing even advanced procedures like lobectomies, sleeve resections, non-intubated procedures and subxyphoid surgeries. Thanks to international uniportal VATS training, and two Uniportal VATS masterclass in our center, led by the international recognized expert Dr. Gonzalez-Rivas, our surgical team is applying the technique for almost all procedures with good postoperative results. In this article, the authors describe the experience and learning curve in Costa Rica with this single incision technique

Video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) anatomik lobektomi yirmi yıldır geliştirilmektedir ve birçok merkez bu işlemi dünya çapında başarıyla gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte, cerrahın tercihine bağlı olarak VATS 1 ila 4 insizyon veya subksifoid yaklaşım ya da non-entübe VATS gibi farklı teknikler tarif edilmiştir

Since the video-assisted thoracoscopic surgery (VATS) anatomic lobectomy has been developed for two decades, many centers have successfully performed this procedure around the world. However, various technique has been described starting from 1 to 4 incisions or subxiphoid approach as well as non-intubated VATS depending on surgeon preferences